Sık Sorulan Sorular
Risale-i Nur nedir?
Risale-i Nur Külliyatı, iman hakikatlerini aklî delillerle ispat ve izah eden; dini meselelerde akla takılan birçok soruya cevap veren Bediüzzaman Said Nursî'nin Kur'an tefsiridir.
Risale-i Nur, bu zamanda ehl-i iman ve İslâm için ön planda ele alınması icab eden, ehl-i iman elinde manevî elmas bir kılınçtır. Asrın idrakine, zamanın tefehhümüne, anlayışına hitap eden, ihtiyaca en muvafık tarzı gösteren, ders veren ve doğrudan doğruya feyiz ve ilham tarîkıyla âyetlerin yıldızlarından gelen ders-i Kur’anîdir, küllî marifetullah bürhanlarıdır. Risale-i Nur sırf âhirete bakar, gayesi rıza-yı İlahî ve imanı kurtarmak ve şakirdlerinin ise kendilerini ve vatandaşlarını idam-ı ebedîden ve ebedî haps-i münferidden kurtarmaya çalışmaktır. Fakat dünyaya ait ikinci derecede gayet ehemmiyetli bir hizmettir ve bu millet ve vatanı anarşilik tehlikesinden ve nesl-i âtinin bîçareler kısmını dalalet-i mutlakadan kurtarmaktır.
Risale-i Nur nasıl bir tefsirdir?
Tefsir iki kısımdır. Birisi, malum tefsirlerdir ki, Kur'ân'ın ibaresini ve kelime ve cümlelerinin mânâlarını beyan ve izah ve ispat ederler. İkinci kısım tefsir ise, Kur'ân'ın imanî olan hakikatlerini kuvvetli hüccetlerle beyanve ispat ve izah etmektir. Bu kısmın pekçok ehemmiyeti var. Zâhir malûm tefsirler, bu kısmı bazen mücmel bir tarzda derc ediyorlar. Fakat Risale-i Nur, doğrudan doğruya bu ikinci kısmı esas tutmuş, emsalsiz bir tarzda muannid feylesofları susturan bir mânevî tefsirdir.
Bediüzzaman Said Nursî kimdir?
Bediüzzaman Said Nursî Rumî 1293 (Miladî 1877-78) tarihinde Bitlis vilayetine bağlı Hizan kazasının İsparit nahiyesinin Nurs köyünde doğmuştur. On sekiz yaşına kadar sarf, nahiv, mantık vs. gibi alet ilimlerini ve tefsir ilm-i kelam vs. gibi âlî ilimlere dair 40 kadar kitabı ezberleyerek mezkur ilimleri elde etti. İlerleyen yıllarda hıfzına aldığı kitaplar 90 adedi buldu ve ezberlediği bu kitapları 3 ayda bir hafızasından devrederek tekrarlıyordu. Daha sonra bu asırda yalnız eski tarzdaki ilm-i kelâmın İslâm dini hakkındaki şek ve şüphelerin reddine kâfi olmadığına kanaat hasıl etmiş ve fünunun tahsiline lüzum görmüştür. Ve ulûm‑u müsbete denilen bütün fenleri tetebbua başlayarak pek kısa bir zamanda tarih, coğrafya, riyaziyat (matematik), jeoloji, fizik, kimya, astronomi, felsefe gibi ilimlerin esaslarını elde etmiştir. Hayatı 3 safhada özetlenebilir. Bunlar Eski Said, Yeni Said ve Üçüncü Said dönemleridir. Eski Said, sosyal hayatın içinde olarak ve siyaset yoluyla İslamiyet’e hizmet etmek gayesiyle çalıştığı ilk gençliğinden başlayarak takriben 50 yaşına kadar olan dönemidir. Yeni Said, her türlü siyasetten, dünyevî meşgaleden ve sosyal hayattan sıyrılarak bir inziva hali içinde bütün zamanını iman ve Kurân hizmetine hasrederek RİSALE-İ NURLARI yazdığı ve başta Kur’ân hattıyla el yazma olarak daha sonra teksir makinesiyle çoğaltarak yaydığı dönemidir. Üçüncü Said dönemi, hususi hayatında bir kısım talebelerini yardımcı olarak yanına aldığı ve Risale-i Nurları gençlere bilhassa üniversite gençliğine ulaştıramaya çalışmak, Nur medreselerinin açılmasını teşvik ederek geniş kitlelere yaymak, ziyaretine gelen sevenlerini Risale-i Nurları okumaya teşvik etmek ve Risale-i Nur Külliyatını matbaalarda yeni harflerle basıp neşretmek gibi hareketli bir hizmet dönemini ifade etmektedir. Bediüzzaman Said Nursî, 23 Mart 1960’da dâr-ı bekaya irtihal eylemiştir.
Risale-i Nur Külliyatı hangi kitaplardan oluşur?
Risale-i Nur Külliyatı 130 parça eserden oluşmaktadır. Bu eserler külliyat olarak 14 cilt içinde toplanmıştır:
- Asa-yı Musa
- Barla Lâhikası
- Emirdağ Lâhikası
- İman ve Küfür Muvazeneleri
- İşâratü'l-İ'caz
- Kastamonu Lâhikası
- Lem'alar
- Mektubat
- Mesnevi-i Nuriye
- Muhakemat
- Sikke-i Tasdik-i Gaybî
- Sözler
- Şualar
- Tarihçe-i Hayat
Risale-i Nur hangi konulardan bahseder?
Risale-i Nur eserleri çoğunlukla iman hakikatleri üzerine yazılmıştır. İmanın altı esasının her birini aklî delillerle ispat etmektedir. Allah’ın varlığı ve birliği, öldükten sonra dirilme, kader gibi inançla ilgili birçok konuyu Kur’an ayetlerinin ışığında herkesin anlayabileceği bir üslupla açıklamaktadır.
Diğer taraftan ibadet, ahlak, kardeşlik, iktisat, şükür gibi farklı birçok meseleye de değinmektedir.
Risale-i Nur okumaya hangi kitaptan başlamalıyım?
Bu konuda kesin bir sıra olmamakla beraber, derleme şeklindeki küçük kitaplardan başlanabilir. Mesela Yirmi Üçüncü Söz, Gençlik Rehberi, Küçük Sözler gibi. Küçük kitapların tamamını buradan görebilirsiniz.
Külliyat kitapları arasında ise önce müellif Bediüzzaman Said Nursî hazretlerinin hayatını anlatan Tarihçe-i Hayat eserini okuduktan sonra Asa-yı Musa veya İman ve Küfür Muvazeneleri'ne öncelik verilebilir.
Risale-i Nur’u okurken hangi sıra takip edilmeli?
Külliyata ait kitapların kesin bir okuma sırası bulunmamaktadır. Bu konuda farklı tavsiyeler olmakla beraber sıralama okuyucuların tercihine bırakılmaktadır.
Risale-i Nur okumaya başladım ama bilmediğim çok kelime var, ne yapmalıyım?
Bu konuda -özellikle ilk zamanlar- kelime manalarına çok takılmadan okumak tavsiye edilmektedir.
Risale-i Nur’da günümüz Türkçesinde yaygın kullanımı olmayan kelimeler bulunmakla beraber birçok yerde bu kelimeler yakın veya eş anlamlıları ile birlikte geçmektedir. Kelimelerin anlamlarını tek tek öğrenmeden önce, cümleden mana çıkarmaya çalışmak; cümlenin tamamı hakkında fikir edinmek daha kolaydır. Cümlenin manasından hareketle, kelime hakkında da fikir edinilebilir. Bu süreç bir çocuğun ana dilini öğrenme sürecine benzer.
Okumaya devam ederek konulara aşinalık kazandıkça -inşallah- kelimelerin de gittikçe belirginleştiği görülecektir. Sadece başlangıç döneminde biraz sabırlı olmak ve sebat etmek gerekmektedir.
Risale-i Nur niçin sadeleştirilmiyor?
Risale-i Nur’da kullanılan birçok kelimenin günümüz dilinde tam karşılığı bulunmamaktadır. Derin anlamlı kelimeleri çok daha sığ karşılıklarla değiştirmek Risale-i Nur’daki birçok mananın gerektiği gibi ifade edilememesine yol açacaktır. Ayrıca metin, sadeleştiren kişinin anladığı şekilde yorumlanmış olacak, belki bazı manalar gizlenecektir.
İlave olarak, bir eserin içeriğini değiştirip sonra müellifinin ismi ile yayınlamak doğru değildir. Risale-i Nur’a yapılan herhangi bir sadeleştirme sonrası ortaya çıkan şey artık Bediüzzaman tarafından yazılan eser olmaktan çıkar.
Risale-i Nur okumaya yeni başlayanlar için ne tavsiye edersiniz?
Bu konuda Risale-i Nur’da geçen bir bahis:
“Kur’an-ı Kerîm’in manası bilinmese de okunduğu ve dinlendiği zaman ruhlarda nasıl ki manevî ve derûnî bir tesir husule gelir. Zira kelâm Allah kelâmıdır. Bu kelâmullahtaki ve İslâmiyet’teki mananın kudsiyetidir ki Türkler İslâmiyet’le cihangir oldular, kıtalar, beldeler fethettiler. Bin seneden beri İslâmiyet’in bayraktarlığını yapmaktadırlar.
Aynen öyle de Kur’an’ın bu asırda yüksek bir tefsiri olan Risale-i Nur’daki bazı bahisleri başlangıçta tamamen anlayamazsanız da onun manevî tesiri ve manevî feyzi, ruh ve kalbinize nüfuz eder; mana âleminizi istila eder, kat’iyen istifadesiz kalmazsınız. Ve kalmıyoruz.
Hem insan yalnız akıldan ibaret değildir; kalp, ruh, sır ve vicdan gibi manevî latîfe ve cihazata da mâliktir. Aklınız her bir mesele-i imaniyeyi birinci okuyuşta hakkıyla kavrayamasa da kalp ve ruh ondan hissesini alır. Risale-i Nur’un bu manevî tesiridir ki Risale-i Nur’un ilk telifi zamanında sekiz on Nur talebesi varken şimdi milyonlar olmuştur. Dünya fikir cereyanları içinde en kuvvetli bir iman cereyanı olarak Anadolu’yu istila etmiş; Avrupa, Amerika, Asya kıtalarına kadar varlığını ve kuvvetini kabul ettirmiş, din düşmanlarını dehşete düşürerek mağlubiyete düçar etmiş, iman ve İslâmiyet’e hayat ve hareket vermiş, nesl-i cedidi ihtizaza getirmiş ve kahraman ve cengâver fıtratları inkişaf ettirerek cihad-ı İslâmiye meydanlarında her şeyini iman uğrunda feda ettirecek derecede koşturmuştur ve koşturmaktadır. Nihayet dünyanın ve âlem-i İslâmın fevkalâde takdir ve hayranlığına mazhar olmuş ve olmaktadır.
Bunun için devamlı okumaya her gün devam ediniz. Kendini tekrar tekrar, zevkle ve şevkle okutan bu şaheser külliyatını okudukça anlayışınız ziyadeleşecektir. Anlamanın tek çaresi: Nurlarla baş başa kalıp, zihnî cehd sarf ederek tekrar tekrar okumak sevgisiyle pâyidar olmaktır.”