KAMPANYA
-35%

Ramazan, İktisat, Şükür Risaleleri (Küçük Boy)

Orijinal fiyat: ₺ 45,00.Şu andaki fiyat: ₺ 29,25.

EAN: 9786059699150 Stok kodu: 01 486 Kategoriler:
Sepetim

Açıklama

RAMAZAN, İKTİSAT, ŞÜKÜR RİSALELERİ

Risale-i Nur külliyatının farklı yerlerinden derlenerek hazırlanmıştır.

  • Ramazan Risalesi,
  • İktisat Risalesi,
  • Hırsa dair Yirmi İkinci Mektuptan İkinci Mebhas,
  • Şükür Risalesi,
  • ve benzer konulara dair muhtelif bahislerden oluşur.

 

Ramazan Risalesi,

شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذ۪ٓى اُنْزِلَ ف۪يهِ الْقُرْاٰنُ هُدًى لِلنَّاسِ وَ بَيِّنَاتٍ مِنَ الْهُدٰى وَ الْفُرْقَانِ
âyetinin bir sırrını, sıyam-ı ramazanın yetmiş hikmetlerinden dokuz hikmetinin beyanıyla o sırr-ı azîmi tefsir ediyor. O dokuz hikmet, o kadar hakiki ve kuvvetli ve cazibedardırlar ki Müslüman olmayan da onları görse oruç tutmak için büyük bir iştiyak ve bir hevese gelir. Kendine Müslüman deyip oruç tutmayanların, bu hikmetlere karşı hacalet ve hatalarından ezilmeleri lâzım gelir.

İktisat Risalesi,

كُلُوا وَ اشْرَبُوا وَ لَا تُسْرِفُوا
âyet-i kerîmesini yedi nükte ile tefsir eden, iktisadı emredip israf ve tebzirden nehyeden ve bilhassa bu asırdaki beşere gayet mühim bir ders-i hikmet veren, kıymettar ve çok mübarek bir risaledir.

Şükür Risalesi ise netice-i hilkat-i âlemin en mühimmi şükür olduğunu ifade eder.

 

***

“Ramazan-ı şerifteki savm, İslâmiyet’in erkân-ı hamsesinin birincilerindendir. Hem şeair-i İslâmiyenin a’zamlarındandır.
İşte ramazan-ı şerifteki orucun çok hikmetleri hem Cenab-ı Hakk’ın rububiyetine hem insanın hayat-ı içtimaiyesine hem hayat-ı şahsiyesine hem nefsin terbiyesine hem niam-ı İlahiyenin şükrüne bakar hikmetleri var.
Cenab-ı Hakk’ın rububiyeti noktasında orucun çok hikmetlerinden bir hikmeti şudur ki:
Cenab-ı Hak zemin yüzünü bir sofra-i nimet suretinde halk ettiği ve bütün enva-ı nimeti o sofrada
مِنْ حَيْثُ لَا يَحْتَسِبُ
bir tarzda o sofraya dizdiği cihetle, kemal-i rububiyetini ve rahmaniyet ve rahîmiyetini o vaziyetle ifade ediyor. İnsanlar gaflet perdesi altında ve esbab dairesinde o vaziyetin ifade ettiği hakikati tam göremiyor, bazen unutuyor.
Ramazan-ı şerifte ise ehl-i iman birden muntazam bir ordu hükmüne geçer. Sultan-ı Ezelî’nin ziyafetine davet edilmiş bir surette akşama yakın “Buyurunuz!” emrini bekliyorlar gibi bir tavr-ı ubudiyetkârane göstermeleri, o şefkatli ve haşmetli ve külliyetli rahmaniyete karşı, vüs’atli ve azametli ve intizamlı bir ubudiyetle mukabele ediyorlar. Acaba böyle ulvi ubudiyete ve şeref-i keramete iştirak etmeyen insanlar, insan ismine lâyık mıdırlar?”

***

“Evet, Kur’an-ı Hakîm nasıl ki şükrü netice-i hilkat gösteriyor, öyle de Kur’an-ı Kebir olan şu kâinat dahi gösteriyor ki netice-i hilkat-i âlemin en mühimmi, şükürdür.
Çünkü kâinata dikkat edilse görünüyor ki kâinatın teşkilatı şükrü intac edecek bir surette her bir şey, bir derece şükre bakıyor ve ona müteveccih oluyor. Güya şu şecere-i hilkatin en mühim meyvesi, şükürdür. Ve şu kâinat fabrikasının çıkardığı mahsulatın en a’lâsı, şükürdür.
Çünkü hilkat-i âlemde görüyoruz ki mevcudat-ı âlem, bir daire tarzında teşkil edilip içinde nokta-i merkeziye olarak hayat halk edilmiş.
Bütün mevcudat hayata bakar, hayata hizmet eder, hayatın levazımatını yetiştirir. Demek kâinatı halk eden zat, ondan o hayatı intihab ediyor.
Sonra görüyoruz ki zîhayat âlemlerini bir daire suretinde icad edip insanı nokta-i merkeziyede bırakıyor. Âdeta zîhayatlardan maksud olan gayeler onda temerküz ediyor, bütün zîhayatı onun etrafına toplayıp ona hizmetkâr ve musahhar ediyor, onu onlara hâkim ediyor. Demek Hâlık-ı Zülcelal, zîhayatlar içinde insanı intihab ediyor, âlemde onu irade ve ihtiyar ediyor.
Sonra görüyoruz ki âlem-i insaniyet de belki hayvan âlemi de bir daire hükmünde teşkil olunuyor ve nokta-i merkeziyede rızık vaz’edilmiş. Bütün nev-i insanı ve hattâ hayvanatı rızka âdeta taaşşuk ettirip onları umumen rızka hâdim ve musahhar etmiş. Onlara hükmeden rızıktır. Rızkı da o kadar geniş ve zengin bir hazine yapmış ki hadsiz nimetleri câmi’dir. Hattâ rızkın çok envaından yalnız bir nevinin tatlarını tanımak için lisanda kuvve-i zaika namında bir cihaz ile mat’umat adedince manevî, ince ince mizancıklar konulmuştur. Demek kâinat içinde en acib en zengin en garib en şirin en câmi’ en bedî’ hakikat rızıktadır.
Şimdi görüyoruz ki her şey nasıl ki rızkın etrafında toplanmış, ona bakıyor; öyle de rızık dahi bütün envaıyla manen ve maddeten, halen ve kālen şükür ile kaimdir, şükür ile oluyor, şükrü yetiştiriyor, şükrü gösteriyor. Çünkü rızka iştiha ve iştiyak, bir nevi şükr‑ü fıtrîdir. Ve telezzüz ve zevk dahi gayr-ı şuurî bir şükürdür ki bütün hayvanatta bu şükür vardır. Yalnız insan, dalalet ve küfür ile o fıtrî şükrün mahiyetini değiştiriyor, şükürden şirke gidiyor.”

***

“Hâlık-ı Rahîm, nev-i beşere verdiği nimetlerin mukabilinde şükür istiyor. İsraf ise şükre zıttır, nimete karşı hasaretli bir istihfaftır. İktisat ise nimete karşı ticaretli bir ihtiramdır.
Evet, iktisat hem bir şükr‑ü manevî hem nimetlerdeki rahmet-i İlahiyeye karşı bir hürmet hem kat’î bir surette sebeb-i bereket hem bedene perhiz gibi bir medar-ı sıhhat hem manevî dilencilik zilletinden kurtaracak bir sebeb-i izzet hem nimet içindeki lezzeti hissetmesine ve zâhiren lezzetsiz görünen nimetlerdeki lezzeti tatmasına kuvvetli bir sebeptir. İsraf ise mezkûr hikmetlere muhalif olduğundan vahim neticeleri vardır.”

Ek bilgi

Ağırlık 0,1 kg
Cilt

Karton Kapak

Ebat

Küçük Boy (8×14 cm)

Kağıt

Kitap Kağıdı